Page 8 - eko-turizm eylem planı
P. 8
3. EKO-TURİZM POTANSİYELİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK KRİTERLER
Eko-turizm etkinlikleri çevreyi koruma derecelerine göre kendi içerisinde sınıflara ayrılmıştır.
Orams (1995), eko-turizmi, aktif ve pasif olarak iki gruba ayırmıştır. The Queensland (1995)
ise eko-turizmi etkinliğe katılanların sayısına göre; çevreci eko-turizm ve yaygın eko-turizm
olarak sınıflandırmaktadır. Ayrıca eko-turizm aktiviteleri; çevre üzerindeki etkilerine ve
turizmde kullanılan araçlar (bisiklet, balon, at, vb.), gidilen yerin doğası (dağ, yayla, mağara,
vb.) yapılan etkinliğin özelliği (akarsu, av, bilim, trekking, gözlem, vb.) ne göre de
gruplandırılmaktadır.
Eko-turizmin macera, kültür ve doğa turizminin bir karması olarak çok geniş deneyimleri
kapsadığı görülebilmektedir. Alternatif turizmin spor, aktivite ve özel ilgi turizmine kadar
uzanan turizm türleri ile doğa tabanlı diğer turizm türlerinden oluşan faaliyetlerinin eko-
turizmin alt grubu sayılabilmeleri için, çevrenin korunmasına önemli bir katkı sağlaması ve
eko-turizmin ilkelerine uyum sağlaması gerekmektedir. Bu türler, biyo-çeşitliliğin
korunmasında ölçülebilen olumlu katkılar sağlamadıkça, bir eko-turizm faaliyeti sayılamazlar.
Eko-turizmde asıl amaç, kitle turizminin aksine sayısını aza indirmek ve turizmi yıl içinde farklı
dönemlere yayma, doğal çevreye yapılan baskıyı en aza indirmek, tahribatı önlemeye yönelik
planlar yapmak ve uzun vadeli ekonomik çıkarları gözetmektir. Böylece yöredeki çevresel
değerlerin korunması ve yöre halkının da ekonomik kazanç sağlamasına olanak sağlamaktır.
Eko-turizm, tanımının içerdiği karışıklıklar yanı sıra çeşitli ülkelerde, alternatif aktivitelere de
yer verilmesi nedeniyle bugün hala farklı araştırmacılar tarafından turizmin farklı çeşitleri
altında sınıflandırılabilmektedir. Eko-turizmin alternatif turizm kapsamında olması,
sorumluluk duygusu içermesi, sürdürülebilirliği v.b. özellikleri hala tartışılmaktadır. Kitle
turizmine alternatif olarak geliştirildiği bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle alternatif turizm
kapsamına dahil edilmektedir.
Ekolojik ve sosyo-kültürel bütünlük, sorumluluk ve sürdürülebilirlik, eko-turizmi ürün olarak
kalitesini belirlemektedir(Khabbazi ve Yazgan, 2012). Sosyal ve çevresel uyuma, yerel ve
yabancı girişimcilerin işbirliğine ve yerli malzeme kullanılmasına öncelik verme amacını
güden turizm çeşidi olarak bilinen alternatif turizm özellikle deniz turizmine alternatif olarak
bir turizm hareketliliğini ve turizm türlerini ifade etmektedir.
Sürdürülebilirlik kavramı, turizm faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki
olumsuz etkilerinin fark edilmesi ve bu etkilerin turizmin kendi geleceğini tehlikeye attığının
anlaşılmaya başlanması ile gündeme gelmeye başlamıştır. Sürdürülebilir turizm kavramı,
alternatif turizm, topluma dayalı turizm, eko-turizm, etik turizm, yeşil turizm ve sorumlu
turizm gibi turizm türlerinin tümünü kapsamaktadır. 1992 Rio Konferansı ile gündeme gelen
“sürdürülebilir kalkınma” kavramı, tüm sektörlerin kendi iş kollarının faaliyetlerini
“sürdürülebilir” bir şekilde gerçekleştirmesi gereğini ortaya koymaktadır. Turizm
endüstrisinin potansiyel ve mevcut tehlikeleri konusunda büyüyen tartışma, çevresel
bakımdan duyarlı bir turizm yaklaşımının araştırılması gerekliliği ile sonuçlanmaktadır.
7